Prof. Dr. Ahmet Ercan: 'Santorini'deki depremler yanardağ kaynaklı'
Kuşadası Genç İş İnsanları Derneği (KUGİAD), Kuşadası Belediyesi ve Kuşadası Ticaret Odası (KUTO) iş birliğiyle düzenlenen Depreme Bilinçli Bakış konferansında Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Santorini Adası ve çevresinde meydana gelen depremlerin nedenlerine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Konferansın ilk bölümünde Santorini Adası ile Amorgos Çukuru arasında yaşanan sismik hareketliliğin kökeninin, deniz altındaki yanardağ hareketliliğine bağlı olduğu ifade edildi. Prof. Dr. Ahmet Ercan, bölgede bulunan yanardağların, Afrika ve Anadolu kıtaları tarafından çift yönlü sıkıştırıldığını, bunun da ya kırılmalara ya da yanardağ patlamalarına yol açarak depremleri tetikleyebileceğini belirtti.
Prof. Dr. Ercan, şu an Santorini bölgesinde 45 kilometre derinlikten gelen 2 bin 200 santigrat derece sıcaklığındaki magmanın, yüksek basınçla magma odalarını doldurduğunu ve bölgedeki basıncın artarak depremleri oluşturduğunu dile getirdi.
"Benim düşünceme göre şu anda olan da bu. Magma, yaklaşık 250 kilobarlık bir basınca ulaşıyor ve bölgedeki gerilimi artırıyor. Bunun sonucunda depremler meydana geliyor."
Depreme Karşı Yapısal Güçlendirme Önerisi
Konferansın ikinci bölümünde Kuşadası’nın deprem risk haritası ele alındı. Prof. Dr. Ercan, bölgedeki fay hatlarının en fazla 5 ile 6,1 büyüklüğünde deprem üretebileceğini, ancak Sisam Adası üzerindeki fay hattında bu rakamın 7,2’ye kadar çıkabileceğini ifade etti.
Depreme karşı en etkili önlemin dayanıklı yapılar inşa etmek olduğunu belirten Prof. Dr. Ercan, betonarme yapılardan çelik konstrüksiyonlu binalara geçilmesi gerektiğini vurguladı:
"Yapılarımızı sağlam ve dayanıklı yaptıktan sonra Kuşadası ve çevresi için endişelenmeye gerek yok. Artık betonarme yerine çelik konstrüksiyonlu binalar inşa etmeliyiz."
Deprem uzmanlarının değerlendirmeleri, Santorini’deki depremlerin kaynağına ışık tutarken, bölgedeki yapılaşma konusunda da önemli uyarılar içeriyor.