Tahir Elçi Olayı Nedir?
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi nasıl öldü? Tahir Elçi hedef mi alındı, yoksa cinayete mi kurban gitti? Tahir Elçi'nin ölümü ile ilgili detaylar neler? İşte detaylar…
Türkiye’nin önde gelen insan hakları avukatı olan Tahir Elçi Diyarbakır Baro Başkanı olduğu dönemde, şehirde yaşanan ‘Hendek’ olaylarında hasar alan Tarihi Dört Ayaklı Minare’nin önünde basın açıklaması yaptığı sırada başına isabet eden bir kurşunla hayatını kaybetti.
1966 Cizre doğumlu Tahir Elçi, ilköğrenimlerini Cizre’de, Üniversite eğitimini ise Diyarbakır Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesinde tamamladı. Evli ve iki çocuk babası olan Tahir Elçi, özellikle Kürt sorunu, insan hakları ihlalleri ve güvenlik güçlerinin yargısız infazlarına karşı yürüttüğü mücadeleyle tanınıyordu.
28 Kasım 2015'te, Sur’daki çatışmalar sırasında şehrin tarihi minaresinin zarar gördüğüne dikkat çekmek için basın açıklaması yapacak yeri Dört Ayaklı Minare’nin önünde yapmayı tercih etti. Ancak hala çatışmaların devam ettiği ve maddi manevi birçok yıkımın ve kaybın yaşandığı şehirde bulunan Elçi, açıklama yaptığı sırada nerden ve hangi silahtan çıktığı açıklanmayan kurşunla hayatını kaybetti. Ölümü, Türkiye'de geniş çapta tartışmalara, tepkilere ve sorulara yol açtı.
Olay Öncesi Neler Yaşanmıştı?
Avukat Tahir Elçi’nin dönemin Kürt sorunu il ilgili çalışmaları, Hendek olaylarının yaşandığı Diyarbakır şehrinde Baro Başkanı olması dolayısı ile birçok yayın kanalına katılmış ve açıklamalarda bulunmuştu. Elçi’nin öldürülmesi çatışmalardan kaynaklı olduğu söylense de, başına isabet eden kurşun ve silahın açıklanmaması birçok vatandaş tarafından şüpheli bulundu. Hatta ölümünden birkaç hafta önce katıldığı CNN Türk programında, PKK ile ilgili yaptığı "PKK terör örgütü değildir, silahlı bir siyasal harekettir" açıklaması nedeniyle hedef haline geldiği düşünüldü. Bu sözleri sonrası hakkında dava açıldı ve ciddi tehditler aldı. Ayrıca bu yayın sonrası kanala yaklaşık 700 bin Türk lirası ceza kesildi.
Ne Olmuştu
Tahir Elçi, 28 Kasım 2015 sabahı, çatışmaların insanlara, şehre ve tarihimize verdiği zarara dikkat çekmek amacı ile düzenlediği basın açıklaması sırasında diğer avukatlar ve gazetecilerle birlikteydi. Basın açıklaması yapılırken, yakınlarda silahlı bir çatışma başladı. İki polis memuru çatışmada hayatını kaybetti. Yaşanan bu kaotik ortamda, Elçi başından vurularak öldürüldü. Çatışma sırasında kimin ateş ettiği ve Elçi'yi kimin vurduğu uzun süre belirsizliğini korudu. Tahir Elçi’nin ölümü, Türkiye’de büyük bir şok etkisi yarattı. İnsan hakları savunucuları, meslektaşları ve uluslararası topluluk, olayın etkin bir şekilde soruşturulması çağrısında bulundu.
Yargı Süreci
Olay sonrası verilen tepkiler ve alınmak istenen cevaplar hep muallâkta kaldı. Yetkililer olayın terörist saldırısı olduğunu öne sürerken, muhalifler olayın aydınlatılması konusunda ciddi şüpheler dile getirdi. Elçi’nin ölümüne ilişkin soruşturma yıllarca sonuçsuz kaldı ve şeffaf bir süreç yürütülmediği eleştirileri yapıldı. Olaydan 5 yıl sonra, 2020’de dört kişi hakkında dava açıldı, ancak yargı sürecindeki ilerleme çok ağır ilerledi ve birçok kişi adaletin yerini bulmadığını düşündü.