Takıntılı Selfie Çekme Hastalığı: Selfitis
Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte bireylerin takıntılı selfie çekme davranışı, psikolojik bir durum olarak gündeme geldi.
İlk olarak 2014’te literatüre giren “selfitis” kavramı, kişinin sürekli olarak kendi fotoğrafını çekip paylaşma eğilimi olarak tanımlanıyor. Onma Psikoloji’den Psikolog Hande Nacar Baş, selfitisin özellikle özgüven eksikliği yaşayan bireylerde daha yaygın olduğunu belirterek, bu durumun sağlıksız bir onay arayışına dönüşebileceğini ifade etti.
Beğeni Bağımlılığı
Psikolog Hande Nacar Baş, “Selfitis, bireyin kendi değerini dışardan aldığı beğenilerle ölçtüğü bir davranışa dönüşebiliyor. Sosyal medyada beğeni almak, kişiye geçici bir özgüven artışı sağlasa da bu, uzun vadede kişinin gerçek hayattaki özgüvenini olumsuz etkileyebiliyor. Fotoğraf çekmediklerinde ya da paylaşım yapmadıklarında sosyal çevrelerinden koptuklarını hissetmeleri bu davranışın bir bağımlılık haline gelmesine yol açabiliyor,” dedi.
Teknolojinin Etkisi
Cep telefonlarının gelişmiş kameraları ve filtre uygulamalarının, bireylerin idealize edilmiş bir dış görünüşe ulaşmasını kolaylaştırdığını vurgulayan Baş, “Bu araçlar, bireylerin kendilerini daha çekici hissetmelerine olanak tanıyor ve paylaşılan fotoğrafların aldığı beğeni sayısı, bu davranışı pekiştiriyor. Selfitis, kişinin psikolojik bir döngüye girerek daha fazla paylaşım yapma ihtiyacı duymasına neden oluyor,” diye konuştu.
Uyarılar ve Öneriler
Uzmanlar, teknolojinin sağladığı kolaylıkları daha bilinçli kullanmanın ve sosyal medyanın etkisine karşı direnç göstermenin, bireylerin psikolojik sağlığı için önemli olduğunu vurguluyor. Psikolog Baş, selfitisin resmi bir tanı olmasa da giderek artan bir problem olduğunu belirterek şu uyarılarda bulundu:
• Kendi değerinizi sosyal medya beğenileriyle ölçmeyin.
• Selfie çekme ve paylaşma sıklığını azaltmayı deneyin.
• Gerçek hayatta sosyal bağlantılarınızı güçlendirin.
• Özgüven sorunları için profesyonel destek alın.